OSMANLININ SON MAREŞALİ VE BAĞDAT FATİHİ SULTAN 4. MURAT

Barış Güzeler
4 min readMay 29, 2020

--

Yaptığı yenilikler, gerçekleştirdiği Doğu seferleri ve Safevilere karşı kazandığı zaferlerle Yavuz Sultan Selim’i çağrıştıran 4. Murat, bu yönleriyle Pers İmparatorluğunu yıkan ünlü cihangir Makedonyalı İskender’e de benzetilir ve İskender-i Sani olarak nitelendirilir. 17. Osmanlı Padişahı, 96. İslam Halifesi olan Sultan Murat 27 Temmuz 1612 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Annesi Mahpeyker Kösem Sultan, babası ise 1. Ahmet’dir. Ağabeyi Osman’ın yeniçeriler tarafından yedi kule zindanlarında kementle boğulması, amcası 1. Mustafa’nın da akli dengesinin bozuk olması sebebiyle 11 yaşında tahta çıkmak zorunda kalmıştır. Yaşının küçük olması sebebiyle saltanatının ilk 9 yılında devlet işlerinde etkisi olmamıştır. Devlet tamamen yeniçeri ağaları ve sadrazamların elindeydi. Nizam öyle bozulmuştu ki, isyancılar istedikleri kişiyi azlettirip, istediklerini de yerine getirtiyordu Safeviler Irak’ı ele geçirmiş, Yemen, Libya, Mısır da ise ciddi isyanlar baş göstermişti. Sultan, 1632 yılına kadar yönetimi tam anlamıyla eline alamadı. 23 yaşına geldiğinde gücünün ve konumunun farkına varan Sultan Murat, geniş kapsamlı bir temizlik ve cezalandırma işlemine girişti. Önce annesini saltanat makamından azletti. Ardından zorbalıkla başa gelmiş devlet kademelerinde bulunan isyankar devlet yöneticilerini idam ettirdi. Ağabeyi II. Osman’ın öldürülmesinde parmağı bulunan yeniçerileri öldürterek cezalandırmaya başlayan Abaza Paşa, IV. Murad devrinin de önemli bir sorunuydu. Yeniçerilere karşı davranışlara yeniçerilerin karşılık vermesi ordu içerisindeki düzeni de bozacaktı. I. Mustafa’nın ikinci padişahlığı devrinde ayaklanan yeniçeri düşmanı Abaza Paşa durdurulmak isteniyordu. Abaza Paşa sorunu ile meşgul olan Halil Paşa bu hususta bir başarı elde edemeyince 1628 yılında IV. Murad tarafından görevden alındı. Yeni sadrazam Hüsrev Paşa’nın 1628'de düzenlediği sefer neticesinde Abaza Paşa teslim oldu ve, IV. Murad tarafından yine de bağışlandı ve Bosna beylerbeyiliğine atandı. Böylelikle Osmanlı için yıllardır sorun olan bir meseleye son verilmiş olundu. 1633 tarihinde çıkan Büyük İstanbul Yangınının, işsizlerin toplandığı yerler olan kahvehanelerde çıktığının düşünülmesi ve halk arasında çeşitli siyasi dedikodulara neden olmasından dolayı Sultan Murat tütün içmeyi ve yetiştirmeyi yasaklattı. Bu yangın sonrası Sultan Murat fitne yuvası olarak gördüğü kahvehanelerden bazılarını yıktırdı bazılarını kapattırdı. Sultan kılık değiştirerek geceleri güvendiği kişilerle teftişe çıkar ve yasaklara uymayanları bizzat cezalandırırdı. Konya’da da abisi Genç Osman’ın infazında rol oynadığı iddia edilen iki eski Yeniçeriyi kalabalığın arasında tanımış ve idam etmiştir. IV. Murad’ın alkol kullandığı iddiası sürekli olarak tartışılmakta olup bu konuda kesin bir kanaat bulunmamaktadır. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahları arasında irsi olarak bulunan gut hastalığına ileri derecede mensup olduğu için, afyondan yapılma ilaçlar kullanmıştır. İnsanı sarhoş gibi yapan bu ilaçlar yüzünden padişahın sarhoş gezdiği sanılmıştır. Ülkedeki askeri ve siyasi durumu düzene soktuktan sonra 1635 de Revan’a, 1638 de Bağdat’a sefere çıkmış ve bu fetihlerden sonra da “Bağdat ve Revan Fatihi” olarak anılmıştır. Fetihleri anısına Topkapı Sarayı’na Revan ve Bağdat köşklerini yaptırmıştır. Sultan IV. Murat, Kanunî Sultan Süleyman’dan 55 yıl sonra ordunun başında sefere çıkan ilk Osmanlı Padişahı, Genç Osman’dan sonra da Osmanlı Devleti’nin ikinci büyük reformcusudur. Devleti yeniden ihtişamlı zamanlarına döndürmeyi amaçlayan Sultan Murat, bu amaç doğrultusunda Koçi Bey ve Kâtip Çelebi risalelerini hazırlatmıştır. Risalelere yönelik ıslahatlar yapmayı amaçlamış ancak genç yaştaki ölümü onun ıslahatlarının yarım kalmasına sebep olmuştur. IV. Murad donanmaya da büyük yatırımlar yapmış ve Otuz Yıl Savaşları’ndan faydalanarak Venedik üzerine bir sefer hazırlığı yaptırmıştır. Ancak ölümüyle bu sefer de yarıda kalmıştır. Hazırlanan donanma Girit’in fethinde büyük faydalar sağlamıştır. Revan’ın ve Bağdat’ın fethinde zaman zaman zırhını giyerek askerler arasına karışıp onları teşvik eden Sultan Murat; gösterişe ve giyim kuşamına düşkünlüğü ile de bilinirdi. Revan Seferi dönüşünde İstanbul’a eşi benzeri görülmemiş bir şekilde sırtında zırh, başında beyaz sarık üstüne siyah sorguç takılı bir miğferle girmişti. Osmanlı padişahları arasında tartışmasız en kuvvetlisi olan Sultan Murat, savaşlarda 60 kiloluk gürzünü kullanmış hatta Kâtip Çelebi’nin yazdıklarına göre Bağdat seferindeyken Hint Şahı Hürrem Şahın gergedan postundan yapılmış kurşun ve kılıç işlemez denilen kalkanını elçinin gözleri önünde hem okla hem mızrakla delmiştir. Mehmet Halife adlı bir Osmanlı tarihçisi de Tarih-i Gılmâni adlı eserinde Sultan IV. Murad için “Merhum, cirit ile sekiz Arnavut kalkanını delip Budin’e, bir okla da on iki zırhı delip Mısır’a gönderdi.” demiştir. İran’dan hediye olarak gelen ve esneklik mukavemeti az olduğu için tek kişinin çabasıyla kurulamaz denilen bir yayı çok kişinin denemesine izin verdiği , ancak kimsenin kuramaması üzerine yayı tek başına 2 kez kurduğu söylenir. Bağdat seferinde çadırına gizlice giren 4 suikastçiyi de gürzüyle öldürmüştür. Onun devri siyasi olduğu kadar edebi yönden de devletin parlak dönemlerinden birini teşkil eder. Bu dönemde Türk dili imparatorluğun her yerine yayılmış ve Türkçe yazılan eserlerin sayısı artmıştır. Ayrıca birçok değerli şair ve hattat bu dönemde yaşamıştır. Sultan Murad Bağdat ve Tebriz fetihlerinden sonra birçok İranlı musikişinası da himaye etmiştir. Bilime de önem veren Sultan Murat, Lagari Hasan Çelebi ve Hazerfan Ahmet Çelebi’ye bilimsel çalışmalarından ötürü ödüllendirmiş; onlara destek olmuştur. Revan Seferinden beri rahatsız olan Sultan Murat, henüz çok genç olmasına rağmen gut hastalığına vakıftı. Durumu gittikçe fenalaşan Sultan, 8 Şubat 1640 tarihinde daha 27 yaşındayken batılı kaynaklara göre sirozdan, Osmanlı kaynaklarına göreyse gut hastalığından hayata gözlerini yumdu. Kabri günümüzde Sultan Ahmet Cami’nde bulunmaktadır.

--

--

Barış Güzeler
Barış Güzeler

Written by Barış Güzeler

0 Followers

Yalova University / Industrial Engineering

No responses yet